Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 PKK NIN 5. KONGRESİNDE YAYINLANANLAR 3

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
türko
Albay
Albay
türko


Erkek Mesaj Sayısı : 34
Nerden : türkiye
Basari :
PKK NIN 5. KONGRESİNDE YAYINLANANLAR 3 Left_bar_bleue32 / 10032 / 100PKK NIN 5. KONGRESİNDE YAYINLANANLAR 3 Right_bar_bleue

Konu Puani :
PKK NIN 5. KONGRESİNDE YAYINLANANLAR 3 Left_bar_bleue10 / 10010 / 100PKK NIN 5. KONGRESİNDE YAYINLANANLAR 3 Right_bar_bleue

Aktiflik :
PKK NIN 5. KONGRESİNDE YAYINLANANLAR 3 Left_bar_bleue15 / 10015 / 100PKK NIN 5. KONGRESİNDE YAYINLANANLAR 3 Right_bar_bleue

Kayıt tarihi : 26/07/08

PKK NIN 5. KONGRESİNDE YAYINLANANLAR 3 Empty
MesajKonu: PKK NIN 5. KONGRESİNDE YAYINLANANLAR 3   PKK NIN 5. KONGRESİNDE YAYINLANANLAR 3 Icon_minitimePaz Tem. 27, 2008 8:24 pm

Sosyalizm adına yıkılan ve tasfiye olan, onu bu gerçek özünden uzaklaştıran ve kapitalizme benzer bir bireyselliğe ve nefs düşkünlüğüne vardıran anlayış ve tutumlar olmuştur. Bu tür anlayışların temsilciliğini yapan ve Sovyet düzenini ortaya çıkaran klasik komünist partilerin tasfiye olması ve Sovyetler Birliği'nin yıkılması sonucunda yeni bir dünya durumu ortaya çıkmıştır. İki blokluluğun ortadan kalktığı bu yeni dünya durumunun başlıca özellikleri şunlardır:

a) Sovyetler Birliği'nin yıkılmasıyla oluşan sosyalizmden kaçış yavaşlamakta ve dünyanın bilimsel sosyalist çözümlenmesi ve sosyalizmin yaratıcı kavranışı tartışılmaktadır. Böylece sosyalizmde yeni bir canlılık ve çok yönlülük dönemi gelişmektedir. Bazı ülke yönetimleri sosyalist doğrultuda gelişmeye çalışsalar da, dünyada sosyalizm henüz etkin bir politik güç değildir. Sosyalizmin yeni bir tartışma dönemi yaşanırken, dar milliyetçi, dogmatik-fanatik, bürokratik ve insanlığın sorunları karşısında sorumsuzluk içeren yaklaşımlar ideolojik plandaki sapkınlığı oluşturmaktadır.

b) Sovyet blokunun yıkılması sınıfsal ve ulusal kurtuluş olayını, özgürlük ve eşitliğin gerçek anlamını daha iyi açığa çıkarmıştır. Bu temelde, sömürge statüyü yaşayan uluslar kurtuluş mücadelesini yükseltirken, baskı altında tutulan ulusal topluluklar da daha çok özgürlük istemine yönelmişlerdir. "Bölgesel veya yerel sorunlar" denilen bu tür gelişmeler dünyanın her tarafında yaşanmaktadır. Bu tür özgürlük istemleri ve bu temelde gelişen mücadeleler, emperyalist devletlerin oyununa düşmez ve dar milliyetçiliğe hapsolmazlarsa devrimsel gelişmede önemli bir rol oynarlar.

Bu tür mücadelelerin dinsel ideoloji önderliğinde gelişme durumları da yaşanmaktadır. Özellikle Ortadoğu'da son yıllarda yeni İslami hareketlerin geliştiği ve etkinlik kazandığı gözlenmektedir. Yetmiş yıldır sosyalizmin bölge gerçeğine yanlış uygulanmasını da fırsat bilerek gelişen bu akımların belli bir tarihsel ve sosyal temeli ve siyasal anlamı vardır. Bu tür akımlar, dinin devrimci ve sosyalize olmuş özünü esas alır ve emperyalizm ile işbirlikçi bölge gericiliğine karşı sağlam bir duruşa ve mücadeleye sahip olurlarsa, devrimsel gelişmede belli bir rolün sahibi olurlar.

c) Sovyet blokunu oluşturan devletler yıkılmış olmasına rağmen, Doğu Avrupa'da ve eski Sovyet topraklarında tam bir düzen ve istikrar sağlanamamıştır. Kafkaslar ve Balkanlar sürekli bir çatışma alanı olarak emperyalist devletler arasındaki çelişkiyi artırmaktadır. Emperyalist blokun yürüttüğü psikolojik savaşa aldanarak kapitalizme savrulan kitleler, gerçekleri görerek sosyalizme yönelmekte ve önceki sosyal kazanımlarını savunmaya çalışmaktadırlar. Rusya'da gelişmelerin nasıl olacağı hala belirsizdir ve Rusya dünyada etkin bir güç olma konumunu korumaktadır.

d) Sovyet blokunun yıkılması, bu ülkelerde yaşanan ve sosyalizme mal edilen sorunları emperyalist sistemin üzerine yıkmıştır. Bu durum, kapitalizmin çelişkilerinin artmasına ve gerçek yüzünün daha iyi görülmesine yol açmaktadır. Bir süredir "sosyalizm öldü, en doğru sistem bizimkisidir" biçiminde yapılan propagandanın sonuna gelinmiştir ve artık bunlarla kitleleri aldatmak zorlaşmaktadır. Kültürel alanda geliştirilen yozluğa dayanarak, kapitalist düzeni sürdürme çabaları giderek tam bir kaosa yol açmaktadır.

Emperyalist devletlerin sosyalizmden duydukları korkuyla oluşturdukları sıkı birlik artık zayıflamıştır. Dünya ölçüsünde çok başlılık ve emperyalistler arası çelişkiler gittikçe gelişmektedir.

Sovyet blokundaki sosyal uygulamaların zorlamasıyla kapitalist ülkelerde kitlelere tanınan ekonomik ve demokratik haklar mevcut durumda bir bir geri alınmaya çalışılmaktadır. Ekonomik sömürüyle birlikte polis devletinin baskısı gittikçe artmaktadır. Nükleer tehdit, çevre kirliliği, toplu bulaşıcı hastalıklar gibi hususlar insan ve toplum yaşamını tehlikeye atmaktadır. Kapitalist-emperyalist sistem tarafından doğanın tahrip edilmesi ve toplumun doğal dengesinin bozulması insanlık için yeni ve ciddi bir tehdit halini almaktadır. Toplumların ve bir bütün olarak insanlığın geleceğini ilgilendiren bu durum, kapitalizmin insanlık için nasıl tahrip edici bir sistem haline geldiğini ve kapitalist-emperyalizm ile insanlık arasında nasıl büyük bir çelişkinin oluştuğunu ortaya koymaktadır.

Kapitalist-emperyalizmin yaşadığı bütün bu çelişkiler, kendi içinde istikrar sağlayamayacağını ve emekçi kitlelerin demokratik mücadelesinin çeşitli biçimlerde gelişeceğini göstermektedir.

e) Sovyet blokunun yıkılması sonrasında ABD emperyalizmi, "Yeni Dünya Düzeni" adı altında dünyanın her tarafında kendi egemenliğini oluşturmaya çalışmaktadır. Bu hegemonya çabası, iki bloklu dünya ortamında gelişen ve emperyalizmden kısmi bağımsızlığı yaşayan devletlerle bir çelişkiyi ifade etmektedir. Bu çelişki çeşitli biçimlerde yaşayacağa ve emperyalizmi belli ölçülerde uğraştıracağa benzemektedir.

Emperyalist sistemin yumuşak karnını yeni sömürge ülkeler oluşturmaktadır. Bu ülkeler, baskı ve sömürünün en çok yoğunlaştığı, ekonomik, sosyal ve siyasal bunalımın sürekli yaşandığı ülkeler durumundadır. Emperyalizmin ve işbirlikçi burjuvazinin dayattığı ağır sömürü ve talan ortamında, yine dayatılan özel savaş rejimi altında halklar yaşayamaz duruma gelmiştir. Emperyalizm mevcut durumuyla yeni sömürgeci düzenini rahatlıkla sürdürememekte ve her türlü yöntemi denediği için kendine göre bir çare de üretememektedir. Yeni sömürge ülkelerde yaşanan mevcut kriz durumu devrim için objektif koşulların gelişkin olduğunu göstermektedir. Bu durumda subjektif koşulların asgari planda oluşması devrim hareketlerinin yükselmesine yol açmaktadır. Mevcut koşullarda devrimsel gelişmenin en çok yaşanacağı ülkeler bunlar olmaktadır.

f) Günümüz dünyasında en güçlü toplumsal devrim dinamiklerinden birini kadın kesimi oluşturmaktadır. Sınıflı topluma geçişle başlayan kadının köleleştirilmesi durumu, kapitalist sistemde giderilmediği gibi, daha da ince yöntemlerle, tahrip edici niteliğinden bir şey kaybetmeksizin sürdürülmektedir. Kapitalist-emperyalist sistem, kendi merkezlerinde kadın üzerinde ağır sömürü uygulayıp onu metalaştırarak, bağımlı ülkelerde ise kadın kesimini en ağır baskı ve sömürüye tabi tutarak kadın köleliğini sürdüren sistem olmaktadır. Buna rağmen geçen dönemde sosyalizmin kadın sorunuyla yeterince ilgilendiğini ve Sovyet sosyalizminin küçük-burjuva yaklaşımı aşabildiğini söylemek mümkün değildir.

Toplumsal eşitsizliğin, baskı ve sömürünün en katmerlisi kadın kesimi üzerinde uygulanandır. Günümüz dünyasında kadın hemen her yerde çifte baskı ve sömürü altında tutulmaktadır. Bu nedenle, eşitlik ve özgürlüğe en çok ihtiyaç duyan bir toplumsal kesim olmaktadır. Aynı zamanda toplumsal özgürlük ve eşitliğin gelişiminde, kadının kölelikten kurtuluş mücadelesi en temel rollerden birine sahip bulunmaktadır. Kadının üzerindeki baskı ve sömürü kırılıp kadın özgürleştikçe toplumsal eşitlik ve özgürlükte gerçek anlamda gelişim sağlanacaktır. Kadının ne denli devrimci dinamiğe sahip olduğunu ve kadının özgürlük mücadelesinin toplumsal devrimin derinleştirilmesinde nasıl temel rollerden birini oynadığını partimiz pratikte göstermiştir. Bu nedenle olgunluk dönemi sosyalizminin en çok ilgileneceği alanlardan biri kadın sorunudur. Nitekim sosyalizme yaratıcı ve bilimsel yaklaşım kadın kesiminin geniş devrimci potansiyelini harekete geçirebilme özelliğine sahiptir.

g) Tarih boyunca yaşanan büyük devrimsel gelişmelerin yarattığı teorik ve taktik temel ve günümüz dünyasında yaşanan yoğun çelişkiler, devrimsel gelişme için koşulların uygun olduğunu göstermektedir. Bu koşullarda ulusal, sınıfsal, cinsel, çevresel ve benzeri çelişkiler ekseninde devrimsel gelişme yaratmak mümkündür. Sosyalizme bilimsel ve yaratıcı yaklaşım, böyle devrimci gelişmeleri yaratacak ve öncülük edecek güçtedir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
PKK NIN 5. KONGRESİNDE YAYINLANANLAR 3
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Terrör e Hayir ! :: Terör Örgütleri-
Buraya geçin: