-r@mbo- Binbasi
Mesaj Sayısı : 100 Yaş : 30 Nerden : TÜRKİYE Basari : Konu Puani : Aktiflik : Kayıt tarihi : 27/07/08
| Konu: Atatürk' ün Türkiye' nin tanıtımı için 1931.. Çarş. Tem. 30, 2008 7:26 pm | |
| tatürk' ün Türkiye' nin tanıtımı için 1931.. Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk' ün Türkiye' nin tanıtımı için 1931 yılında iki Amerikalı pilota destek verdiği ortaya çıktı. Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi' nden Doç. Dr. Şenol Kantarcı' nın araştırmasına göre; Atatürk' ün 1931' de tek motorlu ve üstü açık uçakla Atlas Okyanusu' nu geçmek isteyen Amerikalı pilotlar John Polando ile Russell Boardman, Atatürk' ten aldıkları maddi destekle New York' tan 28 Temmuz 1931' de yola çıkıyorlar. Uçak, 49 saat 15 dakikada İstanbul' a iniyor. Atatürk pilotları Yalova' da kabul edip altın madalyayla ödüllendiriyor. Bu olay Amerikan basınında geniş yer buluyor. “ Eğer bu uçuş gerçekleşirse, havacılık tarihinin en önemli olaylarından biri olacak. Bunu kaçırma riskini göze alamayız. Haydi geri dönelim Anita...” Bunları söyleyen, Amerika’nın Türkiye’deki büyükelçisi Joseph C. Grew’di. Anita da, kızı... Takvimler, 30 Temmuz 1931’i gösteriyordu. 10 saatlik uzun bir bekleyişin ardından pes edip yola koyulmuşlardı. Ama bu durum, Grew’in hiç içine sinmedi. Çünkü, kısa süre sonra İstanbul, bir dünya rekoruna şahit olacaktı. Grew ve kızı Anita, hemen Yeşilköy Havaalanı’na geri döndüler. Sadece onlar değildi dört gözle bekleyenler. İstanbul Valisi, kaymakamı, yerli ve yabancı gazetelerin muhabirleri de oradaydı. Bekledikleri, çelik gibi bir cesaretle donanmış iki Amerikalı pilottu. ‘Cape Cod’ adlı uçaklarıyla New York’tan havalanan 33 yaşındaki Russell Boardman ile 29 yaşındaki John Polando... Hedefleri; tek motorlu, üstten kanatlı Bellanca modeli uçaklarıyla Atlantik Okyanusu’nu geçmek ve Avrupa kıtasındaki en uzak noktaya uçmaktı. Üstelik bu iki pilot, daha önce Amerika dışına hiç çıkmamıştı... Boardman, Nisan 1931’de gideceği yeri belirledi. Dünyanın en yeni ve en cesur ülkelerinden Türkiye’nin gözbebeği İstanbul... Yardımcı pilot olarak da 52 kiloluk John Polando’yu seçmişti. Cape Cod’un koltuklarının yerine 1.900 litrelik benzin deposu monte edildi. Kanatları toplam bir metre uzatıldı, iniş takımlarına sürtünmeyi azaltmak için kapaklar yapıldı ve takımlar on santim kadar öne çekildi. İki pilot, 28 Temmuz 1931 tarihinde, saat 06:05’te Brooklyn Floyd Bennett Havaalanı’ndan heyecanla kalkış yaptığında, depolarında 2880 litre benzin vardı. Bu, o zamana kadar 300 beygirlik bir motorun kaldırabileceği en büyük ağırlıktı ve bu yüzden tarihe geçecekti. Boardman ve Polando’nun zorlu hava şartları içinde, tam 49 saat 15 dakika sürecek yolculukları işte başlamıştı. “En karanlık saatleri Münih üzerinde defalarca tur atarak geçirdik. Zirvelerin arasından güneşin yüzünü göstermesiyle rahatladık ve nihayet birbirimize bakıp gülüştük. Şansımızın yaver gideceğini anlamıştık”. John Polando, New York Times gazetesine işte böyle anlatır tarihi uçuşu. Kanatlarının altından Münih, sonra Tuna nehri ve Balkan ülkeleri geçiyordur sırayla... Ve nihayet büyük an gelmiştir... “Ufukta kadim kent İstanbul’un minareleri göründü. Artık nihai hedefimize ulaşmıştık”... Büyükelçi Grew de, o heyecanlı dakikaları şöyle anlatır: “Cape Cod’un görünmesi ve alçalması, belki de hayatımızın en heyecanlı anılarındandı. Sabah boyunca pek çok sivil ve askeri uçak alana gelmişti; öyle ki gökyüzünde bir tane daha uçağın belirmesi beni sahra gözlüklerimi çıkarmaya sevk etti. Ve sarı ve siyah renkteki uçağı gördüm. Hep birlikte bağırmaya başladık. Daha hoş bir alçalma asla görülmemiştir.” Uçak, 30 Temmuz, saat 13:20’de Yeşilköy Hava Meydanı’na iniş yapar. Grew, eklemleri tutulmuş iki pilotu sevgiyle selamlayıp, tebrik eder. Ufak bir kutlamadan sonra iki pilot, tarihi Pera Palas Oteli’ne ***ürülür. “MUCİZELERİN MUCİZESİ...”Boardman ve Polando, otellerinde dinlenirken, büyükelçi Grew’e bir haber gelir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, aynı zamanda ülkenin Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal (Atatürk), iki pilotu da görmek istiyordur. Hem de Yalova’daki evinde... Hikâyenin devamını Grew’den dinleyelim. “Mucizelerin mucizesi... Gazi, övgüye değer havacılarımızı evine kabul etmek istedi. Çok seçkin yabancılar, amiral, general ve devlet başkanları, genelde bu kutsal inziva yerine kabul edilmezler; hatta Başkent’te bile resmi görüşme yapmak üzere huzura kabul için insanlar günlerce bekletilir. Fakat bu iki Amerikalı genç, Yüce Gazi tarafından kutlanmak için hemen çağrıldı. Saat 14:15’te Dolmabahçe Sarayı’ndaki şeref defterine bazı şeyler yazdıktan sonra, saat 14:30’da vali, kalabalık bir memur grubu, Türk muhabirler ve fotoğrafçıları ile birlikte Boardman, Polando, büyükelçilik memuru Shaw ve ben Gazi’nin özel yatı Sakarya’yla Yalova’ya gitmek üzere yola çıktık.” İki saat sonra Yalova’ya vardıklarında, iki pilot, büyük bir heyecan içinde, “Yaşa” sesleri ve alkışlarla karşılanır. “Gerçekten bu kadar doğal coşkunluk görmedim” der Büyükelçi, bu karşılama için. Arabayla Yalova membalarındaki gazinoya giderler ve orada dönemin Başbakanı İsmet İnönü, Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Bey ve üst düzey Türk yetkililerden oluşan büyük bir topluluk tarafından kabul edilirler. İsmet İnönü, Amerikalı pilotların kostümlerinin üstüne, elmaslardan oluşan Türk Tayyare Cemiyeti’nin en önemli nişanlarını takar. Ve Atatürk’le buluşma zamanı gelmiştir artık. ŞAHANE BİR KARŞILAMA “Arabayla Gazi’nin evine gittik. Tevfik Rüştü Bey tarafından ağırlandığımız evde, Gazi’ye Boardman ve Polando’yu takdim ettim. Gazi, masasında oturuyordu. Onun tam karşısındaki koltukta havacılar, Dışişleri Bakanı Tevfik Bey’le birlikte oturuyorlardı. Shaw, ben ve askeri yaver, yarım bir daire oluşturacak şekilde Gazi’nin karşısında oturuyorduk. Gazi, notlarına bakmaksızın Türkçe olarak konuşmasını yaptı. Tevfik Rüştü, konuşmayı Fransızca’ya, Shaw da İngilizce’ye çevirdi. Çok sıcak ve şahane bir karşılamaydı. Bana, Gazi’nin havacılar geldiğinden beri başka bir konuyla ilgili düşünemez ve konuşamaz olduğunu söylediler. Daha sonra Boardman ve Polando adına konuşmayı ben yaptım. Gazi’nin uçuşla ilgili sorduğu soruları, ben İngilizce’ye tercüme ediyordum ve Boardman’ın cevaplarını da Fransızca’ya çeviriyordum. Sonunda Gazi, pilotların vaktini almayı ve onların Yalova’yı görmelerini engellemek istemediğini söyledi. Böylece görüşme sona erdi ve Gazi de dahil olmak üzere hep birlikte resim çektirmek için terasa çıktık. Ziyaret bitmişti. Eve doğru gitmeye hazırlanırken, İsmet Paşa, ‘güle güle’ demek için evinin bahçesinden elastiki adımlarla gelerek, çok hoş ve çekici bir gülümsemeyle, biz gözden kayboluncaya kadar arkamızdan el salladı(...) Şükürler olsun, Yalova’nın en iyi zamanıydı, serin, yeşillik ve dinlendirici...” New York’tan İstanbul’a uzanan bu tarihi uçuş, elbette Amerika’da da büyük yankı uyandırır. Yurtlarına döndüklerinde büyük bir coşkuyla karşılanır iki pilot. Uçuşun birinci yıldönümünde de Boardman ve Polando, Başkan Hoover tarafından Beyaz Saray’a davet edilip, ‘Distinguished Flying Cross’ madalyasıyla ödüllendirilir. Polando, yıllar sonra yaptığı bir açıklamada şöyle diyecektir: “Kim bu aşırı övgülerin uzun süre devam edeceğini bekler ki? Yıllar geçtikçe randevu talepleri azaldı ve çevremizde şöhretli günlerimizi hatırlayabilen eski ve yakın dostlar kaldı.” Elbette, Boardman ve Polando’nun yaptığı bu tarihi uçuş, hiçbir zaman unutulmayacak. En azından New York ve İstanbul’da...Yetenekli ve bir o kadar da azimli pilot Russell Boardman, 1933 yılında hayata gözlerini yumdu. John Polando ise, 13 Ağustos 1985’te Cape Cod Hastanesi’nde 83 yaşında yaşama veda etti. Belki göklerde buluşmuşlardır yeniden, kim bilir?.. Amerikan Büyükelçisi Joseph C. Grew’in anılarının Türkçesi, Gündoğan Yayınları tarafından yayımlanan ‘Atatürk ve Yeni Türkiye’ adlı kitaptan alınmıştır. | |
|